Bırakın Çocuklarınız Kirlenmeyi Öğrensin
Bulunduğumuz her ortam ve dokunduğumuz her nesnede birçok bakterinin olduğunu biliyoruz. Özellikle çocuklu aileler bu konuda doğal olarak daha büyük bir duyarlığa sahip. Öte yandan çocuk temizliğinin bazen fazlasıyla abartılması ve oyun alanlarının bu nedenle sınırlandırılması da bir başka sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum en çok da çocukların sosyal çevreyle ilişkilerini olumsuz yönde etkiliyor. Bu noktadan hareketle bu yazımızda kirlenme ve temizlik kavramlarının çocukların günlük hayatında nasıl ele alınması gerektiğini, bu olguların onlara nasıl anlatılabileceği ve çocuk oyuncakları temizliği hakkında bazı noktalardan söz etmek istiyoruz.
Kirlenmek sandığınız kadar kötü olmayabilir
Çocuklar hayattaki hemen her şeyi deneysel olarak öğrenen karakterlerdir. Deneyerek, yanılarak, acı hissederek, mutlu olarak ve elbette bazen kirlenerek de öğrenirler. Bu nedenle onları toplumsal ilişkiler ve yaratıcı yetenekleri açısından besleyen aktiviteler sonunda gerek giysilerinde gerekse de tenleri üzerinde birçok leke, kir veya pas oluşabilir. Bu kirlenme, çoğu zaman deneyimin doğası nedeniyle gerçekleşir. Bu sebeple bu süreçte öncelenmesi gereken nokta, çocuğun bir şeyleri inşa etme, onları hayal gücüyle dönüştürme ve keşfetme arayışı olmalıdır. Nitekim bütün bunlar yaşanırken kirlenme, onların dünyasında araştırmaya giden önemli bir yol olarak görülebilir. Konuya farklı bir açıdan yaklaşılırsa, dünyadaki her kavram gibi “temizlik” de karşıtıyla varlığını sürdürür. Hâliyle çocukların “temiz olma” durumunun ne olduğunu tam olarak kavrayabilmesi için önce “kirlenme” durumunu deneysel olarak yaşayıp farkına varması da bir öğrenme yolu sayılabilir.
Çocuklarda kişisel temizlik alışkanlığı nasıl oluşturulur?
Çocuklar yetişkinlere kıyasla, dış etkenlere ve yabancı organizmalara çok daha açık ve hassas bir bünyeye sahiplerdir. Buna bağlı olarak ebeveynler onların bakteri, virüs vb. gibi hastalık yapıcı mikroorganizmalara karşı korunmasını oldukça önemserler. Fakat diğer yandan çocuklar bu konuda aynı bilinç düzeyine sahip olmadıklarından, ailelerin onları bu konuda yönlendirmesi ve onları kişisel temizlik olgusuyla bir alışkanlık olarak tanıştırması gerekir.
Çocukların söz gelimi sokakta arkadaşlarıyla veya evdeki oyuncaklarıyla oynadıktan sonra, başta el temizliği olmak üzere temizliği rutin bir deneyim olarak hayatına katmasını öğrenmesi önemlidir. Su ve sabun başta olmak üzere temizlik unsurlarını nasıl kullanması gerektiği ve bunun onların bilinç düzeyinde kalıcılaşması noktasında ailelerin tutumu oldukça önemlidir. Çocuklara bu konuda olumlu bir söylemle yaklaşılması hâlinde kendilerini bir birey olarak görürler ve bu konuda daha bilinçli hareket etmeleri kolaylaşır.